Terk Edilme Korkusu Nedir ve Nasıl Yenilir?

Terk Edilme Korkusu Nedir ve Nasıl Yenilir?

Travma, kayıp, çeşitli gelişimsel deneyimlerden oluşabilen terk edilme korkusu, karmaşık bir olgudur. Bu sebeple farklı perspektiflerden incelenmesi gerekir. Kişinin bebeklik sürecinden başlayarak yetişkinlik sürecine varana kadar hem dünyayı hem de çevresini anlama ve düşünme yöntemlerinin etkili ve karmaşık hâle gelmesinin sekteye uğraması bu korkuya sebep olabilir.

Geçmiş ilişkilerinde zorluklar yaşayan ya da sorunlu sosyal yaşam deneyimlerine sahip olan kişiler de bu korkuya sahip olabilir. Terk edilme korkusu, net bir şekilde bir fobi olarak tanımlanmasa da en tahrip edici ve yaygın korku türlerindendir. Bu korkuyu yaşayan kişiler, insan ilişkilerinde düşünce ve davranışlarını etkileyen kalıpları sergileme eğilimi gösterir.

Terk edilme korkusu ile yanlış yöntemler kullanarak başa çıkmak, kişinin terk edilmesine, yani korkusunun gerçeğe dönüşmesine sebebiyet verebilir. Korku kişinin zihnine işleyebilir, ezici ve yıkıcı bir hâl alabilir. Bu korkuyu anlamak ve “Terk edilme korkusu nasıl yenilir?” sorusuna yanıt bulmak için online psikolog desteği alabilirsiniz.

Terk Edilme Korkusunun Nedenleri

İçinde bulunulan ilişkilerdeki eylem ve davranışların, çocukluk döneminde meydana gelen korku ve koşullanmış kavramlar vasıtasıyla oluştuğu düşünülür. Terk edilme korkusunu anlamlandırmaya çalışan teoriler bulunur.

Geçmişte Yaşanan Deneyimler

Yetişkinlik, hayatın pek çok önemli anını barındıran ve değişimlerin meydana geldiği zaman dilimidir. Bir ilişkinin bitmesi, yakın arkadaşlığın sonlanması, sevilen birinin vefatı, liseden üniversite evresine, bekârlıktan evliliğe, evlilikten ebeveynliğe geçiş gibi değişimler yetişkinlik sürecinde yaşanır.

Pek çok kişi, yaşanan değişikliklere ve farklılaşan koşullara zaman içerisinde adapte olsa da yas tutma sürecinin bir köşesinde sıkışmış hissetmek de oldukça sık karşılaşılan bir tablodur. Değer verdiğiniz birini trajedi ya da şiddet içeren bir olayda kaybettiyseniz, travmatik ve ani bir kayıp yaşanmışsa terk edilme korkusunu geliştirme ihtimaliniz de artar.

Nesne Değişmezliği

Gelişim psikolojisi alanında çalışmalar gerçekleştiren Jean Piaget, “nesne kalıcılığı” kavramı ile ilgilenir. Bu aşama, bebeklerin nesnelerin varlığını doğrudan deneyimlemeseler dahi nesnelerin varlıklarını sürdürmeye devam ettiğini öğrendikleri gelişim etabıdır. Çoğunlukla 3 yaşından önce nesne kalıcılığı gelişir. Çocuk büyüyüp geliştikçe ebeveynden ayrılma periyotları gitgide uzar. Bu uzunlukları çocuğun kendisi belirler. Örneğin, hafta sonu bir arkadaşının evinde oyun oynarken ya da okula giderken geçirdiği vakitte ailesinden ayrı kalır. Nesne kalıcılığı konusunda sağlıklı bir bağlantıya sahip olan çocuk, önemli ilişkilerin mekân ve zaman aralığı girdiğinde zarar görmediğini anlar.

Travmatik olaylar, nesne kalıcılığını kesintiye uğratabilir. Ayrılık, kayıp ve ölüm, en yaygın travmatik olaylara örnektir. Tüm bu örneklere ek olarak nispeten geriden daha önemsiz gözüken durumlar da bu anlayışın gelişmesini etkileyebilir. Anne babaları ile çok az zaman geçiren ya da ihmal eden ebeveyne sahip çocuklar ile ailesi askeriyeye bağlı olan çocuklarda da nesne kalıcılığı kesintiye uğrayabilir ve terk edilme korkusunu tetikleyebilir.

Mitoloji ve Arketipler

Masal dünyası ve mitolojide reddedilmiş ya da terk edilmiş aşıkların hikâyesi oldukça fazladır. Bilhassa bütün benliğini karşısındaki insana adayan ve sevdiği kişi ancak dünyayı fethetmeye gittiği zaman bırakılan kadınların hikâyeleri epey yaygındır. Carl Jung ve onun tarzıyla çalışmalar gerçekleştiren psikologlar, efsane ve mitlerin kolektif bilinçaltının bir parçası hâline geldiğini söyler. Bilinçdışı düzeyde, belli başlı arketiplerin ve hikâyelerin içselleştirilerek ortak dünya düşüncesinin bir parçası hâline geldiğini iddia ederler.

Tüm bu ihtimallere ek olarak Carl Jung, kişinin kendine has bir efsanesinin de bulunduğunu söyler. Jung’a göre kişinin kendi filtresi aracılığıyla ve kolektif bilinç dışına ilişkin düşünceleriyle kişisel mit oluşur. Terk edilme korkusu evrensel mitlerle ilişkili, kişinin kendi deneyimleriyle de harmanlanarak etki düzeyini değiştiren bir olgudur.

Terk edilme sendromu, kişinin fark ettikten sonra harekete geçmesi gereken bir fobidir. Terk edilme korkusu belirtilerinin yok sayılması ya da başka duygularla bastırılması, kişinin sağlıklı ilişkiler kurmasını engelleyebilir. Kişi, psikolog desteği alarak yaşadığı süreci daha konforlu bir şekilde yönetebilir.

Terk Edilme Korkusu Hisseden Bireylerin Sergilediği Davranışlar

Terk edilme kaygısı yaşayan kişiler, bu korkudan kaynaklı olarak ilişki içerisinde birtakım davranışlar sergileyebilirler. Bu davranışlar aşağıdaki gibi sıralanabilir:

  • Ulaşılmaz partnerlere hızlıca bağlanmak,
  • Uzun vadeli ilişkilere girmemek,
  • Hızlı partner değiştirmek,
  • İlişki içinde sürekli karşı tarafı memnun etmeye çalışmak,
  • İstek olmadan cinsel ilişkiye girmek,
  • Sağlıksız da olsa ilişkiyi sürdürmek,
  • Duygusal yakınlık kuramamak,
  • Sevilmeye değmediğini hissetmek,
  • İnsanlara güven duyamamak,
  • Anlamsız kıskançlıklar göstermek,
  • Yoğun ayrılık kaygısı yaşamak,
  • Özgüven eksikliği,
  • Anksiyete ve depresyonu yoğun olarak düşünmek,
  • Eleştiriye aşırı hassas bir hâle gelmek,
  • İlişki için her şeyi göze almak,
  • İlişki içindeki her detayı çok fazla düşünmek ve ilişki adına gereğinden fazla çabalamak,
  • Devamlı olarak kendini suçlamak,
  • Bastırılmış öfke problemleri yaşamak

gibi durumlar, terk edilme korkusu belirtilerindendir.

Bu belirtilerin dört ya da daha fazlasını kendinizde gözlemliyor ve “Terk edilme psikolojisi nasıl atlatılır?” diye merak ediyorsanız online psikolog desteği alabilirsiniz. Böylece hem konu hakkında daha detaylı bilgi edinebilir hem de kendi sürecinizi yönetme konusunda daha atılgan bir tavır sergileyebilirsiniz.

Terk Edilme Psikolojisinin İlişkiler Üzerindeki Etkileri

Kişiye özel bir yanı olan terk edilme kaygısını bazı kişiler yalnızca romantik ilişkilerde, bazı insanlar ise iletişime geçtiği tüm kişilerle yaşayabilir. Terk edilme kaygısı duyan insanlar belirli bir davranış örgüsünün etrafında ilerlerler. Bu durum özellikle romantik iletişimlerde böyledir. Arkadaşlıklarla da benzer davranış örgüsü oluşabilir.

Birinci Aşama – Birbirini Tanımak

Kişinin kendini diğer aşamalara oranla en güvende hissettiği noktadır.

İkinci Aşama – Balayı

Bu aşamada kişi, partnerine karşı bağlanmayı seçer. Kötü yaşantıyı görmezden gelme eğilimi gösterir ve karşısındaki kişi ile çok fazla vakit geçirir.

Üçüncü Aşama – Gerçek İlişki

Balayı aşaması çoğunlukla kısa sürer. İletişim ne kadar iyi olursa olsun, gerçek yaşamın dayattığı pek çok sorun ilişki dinamiğini etkiler ve terk edilme kaygısı yaşayan kişi için oldukça rahatsızlık verici olur.

Dördüncü Aşama – Düşüş

Balayı döneminin ardından yaşanan gerçek ilişki sürecinde ilişki sağlıklı dahi olsa ihmaller ortaya çıkabilir. Partnerinize değer verseniz de öncelik veremeyebilirsiniz.

Beşinci Aşama – Reaksiyon

Terk edilme kaygısı yaşayan kişiler için bu aşama oldukça kritiktir. Bu aşamada kişi küçük bir ihmal bile görse sevilmediğine ikna olmaya hazırdır. Bu noktadan sonra ilişki içerisindeki yaşantının seyri, kaygının şiddeti tarafından belirlenir.

Altıncı Aşama – Partnerin Bakış Açısı

Diğer tüm fobilere benzer şekilde terk edilme kaygısı yaşayan bir kişiye neden sunmak olanaksızdır. Karşısındaki kişi ne denli güvenceler verirse versin, yeterli bir karşılık almayabilir. Bu karşılıksız iletişim, ikili ilişkiyi köreltebilir ve ilişki sonlanabilir.

Terk Edilme Kaygısı Nasıl Geçer?

Psikolojik rahatsızlıklarla mücadele etmenin pek çok farklı yolu bulunur. Bu yollar rahatsızlığın türüne, şiddetine ve kişinin hayatına olan etkisine göre değişiklik gösterebilir. Terk edilme kaygısı hafif bir şiddette seyrediyor ve kontrol etme noktasında problem yaşanmıyorsa gösterilen eğilimlere uygun eğitimler alabilirsiniz. Böylece yeni davranış kalıpları öğrenebilir, kaygınızı hafifletebilirsiniz.

Fakat terk edilme kaygısı, pek çok insan için tek başına çözülmesi zor olan problemlerdendir. Bu nedenle korkuyu kendi başına yaşamak ve aşmaya çalışmak yıpratıcı olabilir. Korkuyu aşmak ve sağlıklı düşünceler çerçevesinde ilişki kurmak için profesyonel yardım almanız gerekir. Online terapi alarak korkularınızı keşfedebilir ve üzerine gidebilirsiniz.

Terapi sürecine ek olarak destek grubuna da katılabilirsiniz. Terk edilme kaygısı ile baş etme yöntemleri birey için kritik bir noktada olsa bile aidiyet duygusunun oluşması çok önemlidir. Bu nedenle bütün enerjiyi tek partnere bağlamak yerine destek grubu oluşturulabilir. Bu grubu birkaç tane yakın arkadaşınızın oluşturduğu bir topluluk olarak değerlendirmek mümkündür. Peki, terk edilme psikolojisi nasıl atlatılır? Düzenli yaşam ve düzenli terapi sürecine ek olarak kişinin kendini sevme süreci de eklenirse korku, zaman içerisinde etkisini kaybedebilir.

Önceki yazımıza https://www.mutluyasam.com.tr/cocuklarda-hipo-aktivite-dikkat-eksikligi-bozuklugu/ linkinden ulaşabilirsiniz.

Uzmanlarımızla Akademik Başarınızı ve Seçimlerinizi Tesadüfe Bırakmayın!

Alanındaki başarılı uzmanlarımızla sizlere hızlı ve güvenli hizmetler sunuyoruz.

Sıfır Sınav Kaygısı Paketi

Uzmanımızdan online ya da yüz yüze destek alarak, geleceğinize doğru adımlar atın.

Uzman Klinik Psikolog & Psikoterapist & Çift Terapisti & Cinsel Terapist
Mert BERBER

Aile Danışmanlığı Paketi

Uzmanımızdan online ya da yüz yüze destek alarak, geleceğinize doğru adımlar atın.

Uzman Klinik Psikolog & Çocuk Gelişim Uzmanı & Aile Danışmanı
Sude ÇAKIR

Cinsel Terapi Paketi

Uzmanımızdan online ya da yüz yüze destek alarak, geleceğinize doğru adımlar atın.

Uzman Klinik Psikolog & Psikoterapist & Çift Terapisti & Cinsel Terapist
Mert BERBER

İçerikler